Mutfağa her girdiğimde onun devasa gövdesiyle karşılaşıyorum.
Koyu kahverengi, akışkan bir kıvamı var.
Karşı konulamayacak kadar çekici...
Kokusu...
Tadı...
Herşeyi.
Şimdiki aklım olsa onu kapıdan içeri sokmazdım.
Ciddi bağımlılık yaratıyor, ben de kriz benzeri titremelere yol açıyor.
Ama bir pazar sabahı krep yanına onu hayal ettim.
Sevgiliye rica ettim: marketten telefonla sipariş verirken bir 'küçük' boy nuttella da sipariş etti.
Küçük boy olmalıydı, hemen tüketilmeliydi, kahvaltıdan sonra evde en ufak bir tortusu kalmamalıydı. 1 bilemedin 2 gün barınabilirdi bizim evde...
Ama her zaman olduğu gibi marketten yine her şeyin en büyük boyunu gönderdiler.
Öyle bir gelenekleri var.
1 kilo domates istersen, en az 3 kilo gönderirler. Neden; yemeklik domatesmiş, güzelmiş.
Küçük boy mayonez istersin, en büyüğünü yollarlar.
Bizim ihtiyaçlarımızı bizden daha biliyorlar!
Bu kez de en kocamanından bir nutella ile çıktı geldi marketteki çocuk.
Sevgilinin sorduğunu duydum; 'neden bu kadar büyük getirdin' diye...
Çocuk da nutella'nın artık devamının gelmediğini, ellerinden sadece bunların kaldığını söyledi.
NEEEEEEE!
Nutella üretilmiyor mu???
Kapıldığım paniğin ardından, sağlıklı kafayla düşünüce, bunun bir bahane
olduğuna kanaat getirdim. Yani maksat siparişlerden maksimum karı elde etmekti.
Böyle ferahlattım işte yüreğimi.
Şimdi mutfakta sürekli gözüme ilişen o kocaman, lezzet bombasını tüketmeye çalışıyorum.
Kaşıklıyorum, kaşıklıyorum bitmiyor..
7 Eylül 2009 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
bazi cikolatalarin icinde hayvndan alinmis kan bulumaktadir.Nutellada da At kani vardir.Dikat edin alirken sadece E numaralariyla yazmiyor
1 Erythrozyten ve Thrombozyten kahverengi cokolatalarda
2 Leukozyten de beyaz cokoladadir
Yorum Gönder