14 Mart 2014 Cuma

Ipad'in bebeklere zararları: Bu salgından kurtulmak için 12 neden


Sadece yarım saatlik bir gözlemle 18 aylık oğlumun teknoloji bağımlısı olmaya başladığını söyleyebilirim.
Ipad gördüğünde sevinçten deliriyor. Sonra çevresine olan ilgisini tamamen yitiriyor.
Seslenseniz de o artık yok!
Kimi zaman müthiş enerjisiyle sabahları ben ayılana kadar telefonumu ele geçirmiş oluyor.
Bazen ben veriyorum oyalansın da iki dakika fazladan uyuyayım diye...
Maalesef böyle istisnai kötü annelik anları oluyor. Arabada ağlamaya başladığı zamanlar da
çaresizlik anlarından.
Çoğunlukla irade gösteremiyorum.
Yaşananlar RTÜK'ün yasakladığı bir GSM firmasına ait 3G reklamındaki gibi...
Bebek akıllı telefondan çizgi filmi izlerken gülüyor. Ancak görüntü donduğunda bebek ağlamaya başlıyor.
Bağlantısı kesilmeyen bir telefon konduğunda donma olmuyor ve bebek sürekli gülüyor.
İşte tekrarlanan benzer manzara.. 'Aaa ne güzel tam bir neşe kaynağı' deyip işin içinden çıkarsanız sizden rahatı yok. Ancak gerçekler çok sarsıcı.


Huffington Post, mobil cihazların 12 yaş altı çocuklarda neden yasaklanması gerektiğini 10
maddede özetlemiş.

1- Teknolojiye aşırı maruz kalan çocukta dikkat eksikliği, anlamada gecikme, öğrenme bozuklukları, yüksek dürtüsellik ve öfke nöbetleri gibi kendini kontrol etme becerisinde azalma ortaya çıkar.

2- Teknoloji kullanımı hareket etmeyi kısıtlar ve böylece gelişimin gecikmesine sebep olur.

3- TV ve video oyunları obezitenin artması ile ilişkilidir. Odasında bu tür cihazları kullanmasına izin verilen çocuklarda obezite görülme sıklığı %30 oranında artmaktadır

4- Okul başarılarını olumsuz yönde etkileyecek şekilde uyku yoksunluğu oluşur.

5- Çocuk depresyonu, bağlanma bozukluğu, otizmin, bipolar bozukluğu ortaya çıkarır.

6- Şiddet içeren medya içerikleri çocuğun saldırgan olmasına yol açabilir.

7- Yüksek hızlı medya içeriği dikkat eksikliğine katkıda bulunabilir, bunun yanı sıra konsantrasyon ve hafıza problemlerine yol açabilir. Dikkatini veremeyen çocuklar öğrenemez.

8- Ebeveynler teknolojiye bağlandıkları ölçüde çocuklarından ayrılmaktadır. Aile bağlarının yok olması durumunda çocuklar bu açığı bu tür cihazlara bağlanarak kapatmaktadır.
Bunun sonucu olarak bağımlılık ortaya çıkmaktadır.

8-18 yaş arası her 11 çocuktan biri teknoloji bağımlısıdır

9- Radyasyon yayımı: Riskin yetişkinler ve çocuklar için aynı olduğu söylenemez.

10- Çocukların teknoloji ile yetiştirilmesi ve eğitilmesi artık sürdürülebilir bir yol değildir.

Taleplerle dolu bu küçük insanları oyalamak güç. Ancak durum sandığımızdan daha ciddi bir hale dönüşebilir. Belirli sınırlar çizmekte fayda var. Ben dergiye 'tıklamaya' çalışan oğlumu gördüğüm andan beri o bahsettiğim çaresizlik anlarına düşmemeye çalışıyorum.

Çoğu aile bebeğinin iphone ya da ipad gibi elektronik aletleri rahatlıkla kullanabilmesiyle övünür. Kimileri bunu zeka göstergesi olarak görür. Bu anne babalara bu aletlerin kullanım kolaylığı bakımından büyük bir basitlikte tasarlandığını itiraf edemeyebilirsiniz, ancak zararlarından mutlaka bahsedin.

1 Mart 2014 Cumartesi

Reddedilmek...

Şaka gibi...
Değerli küçük varlığınız siz onu kucağınıza aldığınızda birden ağlamaya başlar ve sadece babasının sesi ya da dokunuşuyla sakinleşir.
Gülüp geçersiniz. 
Başka bir gün sütünü vermek istersiniz, içmez.
Bir akşam sizin yerinize onu babasının uyutmasını ister.
Canı yandığında sizin teselli dokunuşlarınızı reddeder.
Bu senaryoyu bir kaç defa daha tekrarlayın. O zaman nasıl bir kabusun içine düştüğünüzü anlarsınız.
Çünkü artık reddedilen ebeveyn gibi hissetmeye başladınız. Belli ki bebeğiniz için popüler
olan siz değilsiniz.
Uzmanlar, çocuğunuzun anne ya da babasını tercih etmesinin sebebini bir anlamda onun bağımsızlığını ilan etmesi olarak açıklıyor. Yapışık geçen aylardan sonra bu annesi için kabullenilmesi güç bir durumdur.
Bir çok anne baba bu sıkıntılı yoldan geçer. Ne yazık ki anneler bu konuda daha hassa ve takıntılı olan taraftır.
Peki bu durumla nasıl başa çıkacaksınız... İşte kendinizi iyi hissettirecek bir kaç adım.
1- KABULLENİN.... Hayattaki herşey gibi 'kabulleniş' durumla barışmanın anahtarıdır.
Bu durum büyük bir ihtimalle bir aşama...Geçecek ve daha sonra kıskanan taraf eşiniz olacak.
Bu duruma karşı herhangi bir direniş, bebeğinzi
sizin tutmanız ya da buna zorlamanız, eşinizin odayı terk etmesi ya da
buna benzer herhangi bir strateji durumu daha da kötü yapacak.
Kabullendiğiniz de olayın tadını da çıkarmaya başlayacaksınız.
Unutmayın pek çok anne bebeğin altını babasının değiştirmesini ya da
gece beslemesini yapmasını hayal eder. Siz şanslı olansınız.

2- KONUŞUN....
Bu durum duygularınızı incittiyse bunu konuşmaktan kaçınmayın.
Eşineze ne hissettiğinizi açıklayın. Onu suçlamaktan da kaçının. Çünkü büyük ihtimalle
o da yıpranmış ve yorgun hissediyordur.
Ne yaparsanız yapın aranızda olumsuz duyguların oluşmasına izin vermeyin.

3- YALNIZ OLMADIĞINIZ BİLİN... Nasıl hissederseniz hissedin bilin ki siz ilk değilsiniz.
İkna olmadınız mı? O zaman internette bir arama yapın. Göreceksiniz ki yaşadıklarınıza
benzer yüzlerce hikaye var. Anneler bu konuyla ilgili açık konuşmazlar. Birebir sizin
hissettiklerinizi hissederler ancak utanç ve vicdan azabı onlara engel olur. Bu durumla
ilgili internettin sunduğu kimliksizlik sayesinde duygularını açıklarlar. Eğer bu tarz
hikayeler size kendinizi iyi hissettirecektir. Arkadaşlarınıza açılmayı de deneyin. Onların da
benzer şeyler yaşadığını görünce çok şaşıracaksınız.

4- BUNUN SİZİN SUÇUNUZ OLMADIĞINI BİLİN... Onu zorla beslemediyseniz ya da ona korkunç
birşey yapmadıysanız bu sizin suçunuz değil. Bu bebeğinizin büyümesiyle gelen doğal
bir aşama... Zamanla bu durum geçecek.

5- KENDİNİZE ZAMAN AYIRIN... Duruma boyun eğdiniz. Artık rahatlama vakti. Kendinize zaman ayırın.
Yürüyüşe çıkın, arkadaşlarınızla vakit geçirin. Böylece herkes kazanır.

6- DUYGULARINIZI BELLİ ETMEYİN... Canınızı sıkacak ama eğer bebeğiniz sizden gelecek ilgiye karşı direniyorsa, ne yaparsanız yapın ona incinmiş duygularınızı ifade etmekten kaçının ve
kendinizi geri çekmeyin. Bu çocuğunuzun daha fazla babasına bağlanmasına yol açar (ya da annesine)
Onun yerine her zaman olumlu kalın. Bebeğiniz onun için orda olduğunuzu ve her zaman onu sevdiğinizi bilmesini sağlayın.
7- BİREBİR ZAMAN GEÇİRİN... Birebir zaman geçirmek ikiniz için de iyi bir fikirdir.
Çocuğunuzla sadece sizin yaptığınız yeni etkinlikler yaratın. Pazara gitmek, küçük
yürüyüşler yapın vs...
8- EĞLENCELİ ŞEYLERİ SİZ YAPIN... Eşinizden destek alın. Seçilmiş olarak
bütün eğlenceli şeyleri o yapmasın size mücadele şansı versin.
Reddedilmiş hissetmek çok zordur. Tapılan siz olmadığınız için suçluluk duyabilirsiniz.
Ancak favori seçme durumu çocuklar için oldukça olağandır. Unutmayın bunun daha çok sevilen olmakla ya da daha iyi bir ebeveyn olmakla ilgisi yoktur.

Ve bir itiraf, herşey geçiyor ama kolay olmuyor... Ama geçiyor!

20 Şubat 2014 Perşembe

Günün fotoğrafı

Bir Şubat günü... Bu kadar güneş fazla...


14 Şubat 2014 Cuma

Küçük Vak Vak... Hooop başa sar!



Şu sıralar en çok ilgi duyduğum şey çocuk kitapları..
Kitap düşkünü bir aileyiz. Kütüphanemiz evimizin iki duvarını kaplıyor neredeyse...
Toprak'ın da bizim gibi kitapsever olmasını çok isteriz.
Kitapları severse şanslı bir çocuk olacak çünkü evde çizgi romandan geçilmiyor.
Okumazsa da okumaz.
Ancak şu an 18 aylık oğlumla ilgili en net söyleyebileceğim şey oyuncaklardan
çok kitaplarla daha uzun süre oyalanabildiği...
Bebeklerin kendi başlarına uzun süre bir şeye odaklanması gerçekten çok güç.
Onları oyalamak da bizler için çok yorucu olabiliyor.
Bizim kurtarıcımız kitaplar oldu.
İlk önce Pearson yayınlarıdan çıkan bebek dokun-öğren serisini keşfettik
Tatilde hayat kurtardı. Yolda ya da herhangi bir yerde yemek yerken hep önünde durdu.
İlk aldığımız kitap şu anda harap halde.
Şimdilerde ise küçük vak vak sevdamız var. Yine aynı yayınevinden çıkan bir seri...
Anne ördek ve 5 yavrusunun maceraları anlatılıyor.
İnternetten sürekli araştırıyorum. Diğer annelerin bu yaşlarda bebeklerine
neler okuduğuna bakıyorum.
Şimdiden uzun bir liste oluşturdum. Benim için zevkli bir uğraş.