Burnumda hala tatlı güneş kremi kokusu, tenimde
tuzlu tuzlu esen rüzgarın serinliği var.
İstanbul'da bu hissi daha ne kadar muhafaza edebirim acaba?
Bir gün belki iki gün daha...
Tatil sarhoşuyum açıkçası.
Kaş'taki günlük alışkanlıklarımı sürdürmeye çalışıp, sarsaklıyorum desem yeridir.
Bilgisayardan uzak durmak, deli gibi kitap okumak gibi... Tabii bunlar kolay olanı.
Denize girme dürtüsünü bastırmak ise haftasonuna kalıyor.
İşte fotoğraflı kısa bir tatil özeti. Tavsiyem sevmediğiniz insanlara sakın ola
Kaş'tan bahsetmeyin. Ne kadar az sevimsiz bilirse o kadar iyi!
(Fotoların büyük halleri için click)
Kaş'ın simgesi kaya ve kral mezarları... Dağ taş dememiş oymuş abiler,
işin tuhafı ilçenin göbeğinde bile var bu heybetli mezarlardın...
(Tabii getirip koymuş olabilirler de sonradan)
Kaş'ın havasına suyuna, denizine doğasına,
işin tuhafı ilçenin göbeğinde bile var bu heybetli mezarlardın...
(Tabii getirip koymuş olabilirler de sonradan)
Dar sokaklara kurulmuş evler, merdiven halinde yükseliyor.
Genel bir fotoğraf çekememişim, sorry!
Çok şirin pansiyonlar var.
Bu makineyle yapılacak iş değildi ama...
İşte o pansiyonlardan biri...
Kaş'ta çarşı pazar...
İşte o pansiyonlardan biri...
'Kanolarla batık kentin üzerinden geçmek
harika idi' dicem, diyemiyorum
çünkü tam o aşamada rahatsızlanıp yarıda kestim turu.
Zaten kavga gürültü kürek çekiyorduk:)
Kaş'ta çarşı pazar...
Çok güzel dükkanlar var ilçede.
Özellikle antika ve takı dükkanlarına mest oldum.
barlarına, restoranlarına tapabilirsiniz
Bir de kedi ve köpekleri var tabii...
2 yorum:
resımlere bayıldım.
sevindim:)
Yorum Gönder