7 Nisan 2009 Salı

Kardaş, nerelisen sen??

Böyle bir memleket özlemi, bir sıla hasreti olmadı hiç bende.
Gurbetlik nedir bilmedim hiç.
Son günlerde televizyonda yayınlanan o sıkıcı reklamdaki gibi -seyretmediyseniz şanslı sayın kendinizi- hep aynı dar alanda gittim geldim.
Misal, 20 yıldır aynı mahallede oturuyorum. Evlendim bir sokak öteye taşındım.
İşten ayrıldım. Şirketin kapısından çıkmamla, başka bir kapısından girip, yeni işime başlamam bir oldu. Üniversitede herkesin birbirine 'nerelisin' diye sorup, hemşerilik bağlarıyla sıkıca bağlandığı günlerde de ben fazlasıyla İSTANBULluydum.
Farklı şehirlerden bir sürü arkadaşım oldu. Arkadaşlarım gibi biricik eşimde yabancısıydı bizim İSTANBUL'un.
O, bu kentte tutunmaya çalışırken, beni buldu.
Ben, onu tavlayıp evlendikten sonra memleketimi buldum.
ESKİŞEHİRli sayılırım artık. Orda beni bekleyen, gittiğimde mutlu olan bir ailem daha var.
Yolları da öğrendim. Hangi mağaza nerde, çarşıya nereden gidilir, nerede yemek yenir biliyorum. İSTANBUL, benim hayatım. ESKİŞEHİR ise hep 'bir gün buraya mı yerleşsek' diye birbirimize soracağımız memleketimiz.

0 yorum: