24 Ağustos 2010 Salı

Güzel müzik, güzel film!



Mutfakta geçen ya da içinde mutfak geçen filmleri seviyorum.
Güzel yemek yapan kadın ya da erkek olsun farketmez, sevimli, aşk dolu ve capcanlı oluyorlar.
Belki bir klişedir. Belki de değildir.
Hayatını değjştirmek isteyen kadın genelde pastacı olmayı seçer.
Erkek 'ıssız' da olsa, yüreği taşdan da olsa, en iyi havuçlu tarçınlı keki o yapar.
Kasabının asi genci, büyük şehirde ne yapacağını bilemezken
yemek yapma yeteneğini keşfeder aniden.
Köhne bir köye hayat getiren de genellikle çikolatacı kadındır.
Kazanan yemeğe ruhunu katan olur hep...
Fatih Akın'ın 'Soul Kitchen'i de işte öyle bir film ve daha fazlası.
Çünkü içinden sadece mutfak değil, müzik de geçiyor.
Seyretmekte biraz geciktim.
Ama iyi ki de geciktim.
Çünkü bazı filmler için doğru yer ve zaman ilkesi vardır benim için.
Kimi zaman bunun belirleyicisi sevdicek de olsa bu ilke hiç şaşmaz.
İşte yine günlerden doğru gün, zamanlardan en bulunmazı ve yerlerden en güzeli olan evimizdeee...
Tereyağlı sıcak pide eşliğinde seyrettik öylesine..
Güldük, eğlendik ve müzikleriyle coştuk.
Ne demişler can boğazdan gelir, müzik ise illaki ruhun gıdasıdır.
Eee o zaman klişelerle bezenmiş tüm mutfaklı filmlere benden selam olsun.

4 yorum:

çakıltaş dedi ki...

ne güzel filmdi'çikolata' ya...bak aklıma geldi şimdi, hatta annesinin küllerini taşırdı ya kadın yanında, merdivende o küllerin dağılışı pırıl pırıl uçuşu geldi gözümün önüne...çok etkilenmiştim

clementine dedi ki...

ben de çok severim o filmi ya:)

çakıltaş dedi ki...

yarın arıcam seni, özlemişim kikirdemeyi:)

clementine dedi ki...

ara mutlaka şekerim