24 Mayıs 2009 Pazar

Düşünce gücüyle zayıflamak!


'Bırak şimdi. Dünşünce gücüyle zayıflanır mı!' demeyin. Diyecekseniz de bana demeyin. Yasemin Soysal “Tek Şişman Beyniniz" adında bir kitap çıkardı. Yani ben onun yalancısıyım.

Açıkçası ben de düşüncelerimi programlandırarak kilo verebileceğimize inanmıyorum.

Yasemin Soysal da tam olarak bundan bahsetmiyor zaten.

Zayıflamaya çalışırken yapılan hataları, beynimizi nasıl yanlış programladığımızı anlatıyor.

Aslında bundan öte son birkaç aydır denediğim birşey var.

Kimin blogunda okuduğumu hatırlamıyorum. Ordan oraya savrulurken bulmuştum.

Yemek yerken, kilo aldıracağını düşünmeden, yediklerimizden haz almamız ve pişmanlık duygusunu geride bırakmamız gerektiğini anlatıyordu yazar. Kimdi o ya?? Yazıyı bulsam keşke!

Sonuçta ben de öyle yaptım. Yememem gereken şeyleri yemedim. Eğer yiyorsam da onlardan zevk aldım. Pişmanlık duymadım.

Kısa sayılmayacak bir sürede yaklaşık 5 kilo verdim.

Bu hemencecik kilo verdirecek türden birşey değil zaten.


Eskiden diyet yaparken ikram edilen küçük bir çikolatayı bile reddeder, haftalarca tatlı yemezdim. O yoksunluk duygusu bir an canıma tak eder, eve dönerken çikolatanın yanında bir de tadını unuttuğum kocaman bir paket cips alırdım. İnsanın nefseni köreltmesi kadar zor birşey yok hayatta.

Hala fazla kilolarım var. Ama bunu düşünerek canımı sıkmak yerine artık 'tadına bak, ölmezsin' mantığını uyguluyorum.

Ve son olarak bahsettiğim kitaptan işe yarayacağını düşündüğüm bazı fikirler;

-“ En kötüsüne hazırlan, daha iyisini elde edersen mutlu olursun!” Bu fikri unutun
- "Daima olabileceğiniz en mükemmel “size” odaklanın" Bu hayalperestlik değildir
- Şişman olduğunuzu düşünüyorsanız yemek istediğinizde “Ben böyle de güzelim” demeyin.
- Güzel bir fiziğe sahip olmak için dua edin.
- Size büyük gelen kıyafetlerinizden kurtulun
- İnmek istediğiniz bedene uygun bir kıyafet alın ve onu ayrı bir yere asın
- Büyük ve çukur tabakları çöpe atın
- Zayıflama sürecinde siyah renge takılıp kalmayın
EDIT: Yazıyı MISSRED'S DIARY'nin sayesinde buldum. Sağolsun. Nil'in yazısıydı. İşte burada. Okuyun, tavsiye ederim.

4 yorum:

Unknown dedi ki...

o yazıyı Nil'in blogunda okumuşsundur, çünkü bir postunda bundan öylesine bahsetmiş, sonra benim bu konunun peşine düşmem üzerine o da konuyla ilgili post yapmıştı.

clementine dedi ki...

aaa evet evet, süpersin:)
Bakcam şimdi onun yazıların tek tek

Adsız dedi ki...

zevkle okudum yazını.

clementine dedi ki...

Teşekkür ederim, çok sevindim buna