Uzun zaman sonra bloguma yazı yazmama sebep olan O insanlara teşekkürü borç biliyorum.
Teşekkür ederim.
Kendilerini 'çok yorucu insanlar' olarak tanımladığım bu kişilere şöyle sesleniyorum;
Teşekkür ederim.
Kendilerini 'çok yorucu insanlar' olarak tanımladığım bu kişilere şöyle sesleniyorum;
'Heeeey, tek tek başedilebilir, çekilebilir, katlanılabilir, hoşgörülebilir hatta eğlenilebilir varlıklarsınız...'
Ve fakat,, üreyip, türeyip grup haline geldiğinizde vaay halime. Halimize.
Hiçbir şeyi beğenmezler.
Hiçbir ilgi alanları yoktur.
Herşeyi eleştirebilirler,, anlaşılır bir durumdur ki empati yeteneğinden yoksundurlar.
Hoyrattırlar. Kimi durumlarda dürüstlükle patavatsızlığı karıştırılar.
Değişikliği, yeniliği, farklılığı sevmezler.
Görüşlerinize ilkokul seviyesine yaraşır öyle karşılıklar verirler ki, kal gelir,
Hiçbir şeyi beğenmezler.
Hiçbir ilgi alanları yoktur.
Herşeyi eleştirebilirler,, anlaşılır bir durumdur ki empati yeteneğinden yoksundurlar.
Hoyrattırlar. Kimi durumlarda dürüstlükle patavatsızlığı karıştırılar.
Değişikliği, yeniliği, farklılığı sevmezler.
Görüşlerinize ilkokul seviyesine yaraşır öyle karşılıklar verirler ki, kal gelir,
konuşamazsınız, hatta gözleriniz yaşarabilir.
Şüphe duyarlar. Ama sizin söylediklerinizden. Yoksa duydukları dedikodulara inanmak en önemli görevleridir. Hatta kendi deneyimleriyle temellendirdikleri bu söylenceleri gerçekmiş gibi anlatıp, sizinle ilgili bir yalana sizi bile inandırabilirler.
İçlerinde yuvalanan linç etme isteğiyle kim başedebilir?
Tavsiyem, çıkış yazısını bile aramadan ortamdan toz olmaktır. Kendinizi en yakın balkon, pencere, yangın merdiveninden vs. atmak suretiyle onlardan kaçmaktır. Keza, geri dönüşü olmayan bir yorgunluk, bir bezginlik bir kendini bilmezlik kaplayabilir ruhunuzu.
Onlara karşı tek silahınız ciddiyetsizliğinizdir.
Ciddiye almayın.
'He' deyin geçin. Ben öyle yapıyorum. Yüreğim kan ağlasa bile.
Şüphe duyarlar. Ama sizin söylediklerinizden. Yoksa duydukları dedikodulara inanmak en önemli görevleridir. Hatta kendi deneyimleriyle temellendirdikleri bu söylenceleri gerçekmiş gibi anlatıp, sizinle ilgili bir yalana sizi bile inandırabilirler.
İçlerinde yuvalanan linç etme isteğiyle kim başedebilir?
Tavsiyem, çıkış yazısını bile aramadan ortamdan toz olmaktır. Kendinizi en yakın balkon, pencere, yangın merdiveninden vs. atmak suretiyle onlardan kaçmaktır. Keza, geri dönüşü olmayan bir yorgunluk, bir bezginlik bir kendini bilmezlik kaplayabilir ruhunuzu.
Onlara karşı tek silahınız ciddiyetsizliğinizdir.
Ciddiye almayın.
'He' deyin geçin. Ben öyle yapıyorum. Yüreğim kan ağlasa bile.
2 yorum:
ne yorar gerçekten böyleleri, beyninin kemirirler sanki...ama silahın gayet etkili, dikkate almayacaksın işte...
bende pek yorgunum şu günler, çok farklı nedenlerden ama...
öptüm seni çok
yorma kendini,, senin beynini kemirenler yakında son bulacak. Bebek gibi huzurlu olacaksın sonra. Defne bebek bile kıskanacak, bi bebek bendim hani diye:)
Yorum Gönder