21 Şubat 2010 Pazar

Asla pişman olma! Pişmaniye yesen bile...


Bugün bir saat spor yaptım.
Sonra eve gidip, 4 parça bitter çikolata ve 3 tane pişmaniyeyi mideye attım.
Akşam yemeğini saymıyorum bile...
Manyak mıyım neyim?
Umutsuz bir vaka olduğum kesin de...
'Asla pişman olma' demiştim bir zamanlar. Hala öyle düşünüyorum ama emek verip, sonra nefsine yenilmek hoş değil.
Neyse kimse benden Ebru Şallı olmamı beklemiyor değil mi?
İstesem de olamam. Önce beyin hücrelerimden bir kısımını feda etmem gerek sanırım.
Nasıl da nefret kustum kadına. Buna alınacağını sanmıyorum.
Üzgünüm Ebru, arada seni de harcadım. Ama tanışsaydık da birbirimizi sevmezdik nasıl olsa!:)
Bu arada klasık pazar akşamında işe gitmek içini geri sayıma başladım.
Yatmadan önce yeni boyattığım saçlarıma fön çekmeliyim. Sonra hemen uyumalayım.
Sabah makyaj yapmak için servisi kaçırmayı da göze alamam.
Evlendikten sonra güzel görünmek konusunda daha fazla hırs yaptığımı
fark ediyorum şimdilerde... Acaba bir depresyon belirtisi mi?

Bol sorulu postumu burada noktalıyorum.
Sevgiler,
Celementine...

p.s: mektup yazmayı sevdiğiimi hatırladım.

3 yorum:

Pell-in dedi ki...

spor yapmayıp o kadar şeyi yemekten iyidir. Hem yer açmış olmuşsun (:

çakıltaş dedi ki...

spordan çıkıp tam da karşısında konuşlanmış kebabçıya gittiğim günleri hatırlattın bana bravo ! bilinç altıma itmiştim halbuki:))

beğenmiş mi clementine mor saçlarını?

clementine dedi ki...

Pell-in; teşekkür ederim, gerçekten iyi bir teselli noktası:)

Çakıltaş'ım; huylu huyundan vazgeçmez. Bizim en hırslı halimiz bile bir hafta sürüyor ne yazık ki..:)

Bu arada saçımı mor yapmadım
Çikolata kahve-kızıl oldu.
Pek bişey belli olmuyor. Bi ben anlıyorum.. Ama sonraki adım kızıl olacak heralde